Wednesday, April 9, 2014

VIRGINIA'DAKI MAHALLE ARKADAŞI

Fotoğraf

Daha çoook fotoğraf var... 


Düğün dernek bitince, başkasının programına göre yaşamaya  değil,   artık kendi kafana göre takılmak zamanı başlıyor. Düğünün ertesi günü Ankara’dan internet üzerinden kiraladığım arabayı alıp yola koyulduk. Nereye mi gidiyoruz?. Bulunduğumuz North Carolina eyaletinin kuzey komşusu Virginia(VA) ya. Ne mi yapacağız ?. 43 yıl önce Türkiye’ye askerlik için geldiğinde çok samimi arkadaş olduğumuz ve o zamandan beri görüşemediğimiz bir dostu ziyaret edeceğiz.
Bir gece de onlarda misafir olacağız. Amerikalının, evinde yatılı misafir kabul ettiği görülmüş şey değildir. Ama bizim arkadaşlığımızın samimiyet derecesi buradan anlaşılabilir.

GPS
Adres belli de nasıl gidilir.? Arabaya bir de GPS (Navigasyon aleti ) kiralayıp koyduk. Amerika’da kiraladığım alette tüm sesli uyarıların Türkçe yapılabildiğini görmek bana önce şaşırtıcı geldi. Ancak şaşıracak daha çok şey varmış. Adresi yazdık. Alet derhal “tamam gidilecek yer 270 mil mesafede. 4.5 saat sonra oradasınız “dedi. Yola koyulduk.
Günlerden Pazar. Thanksgiving haftasının Pazar’ı. Yani  milletin dönüş için yola çıktıkları günü bulmuşuz. Sanki tüm Amerikalılar yola çıkmış. Hayret edilecek derecede yoğun bir trafikte yol alıyoruz. Amerika’da eskiden 50 mil olan hız sınırı, 70 mile çıkarılmış. Daha da hızlı giden oluyor ama ben alışıncaya kadar limitleri zorlamamaya gayret ediyorum. GPS aletine ve onu icat edenlere giderek daha fazla saygı duyuyor ve cennetlik olduklarını düşünmeye başlıyorum. Amerika’da  karayollarında, Expressway’lerde, köprülü kavşakların 4-5 katlı olanları var. Bu kavşaklara gelirken GPS’in verdiği komutlar o kadar net ki, insanın şaşırması imkânsız. Trafikte çok fazla zaman kaybetmemize rağmen tam dört buçuk saat sonra geçtiğimiz yollar giderek daraldı. Tek şeritli yollara düştük. Hatta son bölümlerde toprak yollardan geçtik. “In the middle of no where” misali ormanın derinliklerinde bir binanın önünde GPS “Hedefe ulaşıldı” dedi. Hiçbir kimseye sormadan (zaten soracak adam yok ki etrafta) buraya kadar gelmek olağanüstü bir teknoloji ile gerçekleşiyormuş. Şaşkınlıklar içinde öğrendik. Bu aletler –FOOL PROOF- yapılmış.

Rick
Dostum Rick torunları ile kapıda karşıladı bizi. Gece geç vakitlere kadar eski günleri yâd ettik. Bizim oraya kadar geldiğimize o daha çok hayret etti ve sevindi. Ormanın ortasında harika bir ev yapmışlar kendilerine. North Carolina’da şehir içinde evlerin arasında bahçelerin sınırlarını belirleyen duvar veya çit yoktu. Burada ormanın ortasında hiç yok. Böyle olunca geyiğinden ayısına kadar her türlü hayvan bahçeyi ziyarete gelebiliyormuş. Hatta bir iki gün önce bahçesinde vurduğu bir geyiğin etlerini gösterdi buzdolabında. Söylemeye gerek yok. Burası Amerika ve her evde silah bulunabiliyor. Ev orman içinde olduğu için ısıtmada yakıt olarak odun kullanılıyor. Odunla çalışan kalorifer düzeni yapılmış. Ormandan (bahçesinden) kendi kestiği kütükleri yakıyor. Ocakta yakılan odunun dumanı özel filtre ile ayrılıyor, ısınan hava, kanallardan 3 katlı evin her köşesine yerden üfürülüyor. Yalıtım konusunda state of the artdüzeyinde olduğunu iddia ettiği evde, radyatör veya boru falan yok. Evde merkezi vacuum cleaningsistemi kurulmuş. Her odada bu sistemin deliği var. Hortumu sokunca tozlar emiliyor.

Ayrıca evin altında garaj, atölye, kiler, sığınak gibi yerler yapmış. Hayretler içinde kaldığım şey ise sığınakta en az 6 aylık yiyecek stokları olmasıydı. Ya benim arkadaş kafayı yemiş, ya da  Amerikan halkı kendilerine çok büyük zarar verdirecek bir savaşın korkusu içine düşürülmüş, ki bizimki, her hangi bir savaş halinde torunlarını korumak üzere böyle bir tedbir almış. Gerçekten güzel ve büyük bu evi Amerika da yaşanan Mortgage krizi nedeni ile satmaya karar vermiş. İlgilenenlere duyurulur.

En yakın yerleşim merkezi olan yaklaşık 30 mil ötedeki Marshall kasabasını ertesi gün dolaştık. Yörenin özelliği olan yerfıstığı çorbasını randevu ile servis yapan bir lokantada denedik. Tavsiye ederim. Gayet güzel bir çorba olmuş. Washington DC’ye çok yakın olan çevrede yarım gün dolaştık. Stinger füzelerinin yapıldığı şirketin satıldığını, fabrikaların artık kapanmış olduğunu, tesislerin virane bir durumda olduklarını gördük.

Öğleden sonra, aradan 43 sene geçmeden tekrar buluşmak dileği ile ayrılıp, GPS in kılavuzluğunda Raleigh havaalanına geri döndük.

Sırada New York var....

Kamil Sandıkcıoğlu, Aralık 2010.

No comments:

Post a Comment