AMRİTSAR
Wagah kapısındaki garip tören
saat 18 civarında sona erdi. 8 kişilik grubumuz ve 2 rehberimizle birlikte 10
kişilik bir minibüsle 25 km. uzaklıktaki
Amritsar’a doğru hareket ettik. Çok yoğun bir akşam trafiği ile karşılaşınca
yerel rehberden şehir hakkında bilgi
vermesini rica ettim.
Güney Keşmir in küçük bir şehriymiş. Singh lerin başkenti imiş. Kalabalık da akşam saatlerine rastladığımız içinmiş. Şehirde metro yok ama, her iki tarafında kapıları olan otobüsler, aynı İstanbul’daki metrobüsler gibi tahsisli yolda servis yapıyormuş. Nüfus 20 crore dedi.
Güney Keşmir in küçük bir şehriymiş. Singh lerin başkenti imiş. Kalabalık da akşam saatlerine rastladığımız içinmiş. Şehirde metro yok ama, her iki tarafında kapıları olan otobüsler, aynı İstanbul’daki metrobüsler gibi tahsisli yolda servis yapıyormuş. Nüfus 20 crore dedi.
Hint aksanı ile söylendiği
için 20 bin diye algıladım. Çünkü küçük bir şehir demişti. Ancak trafik o
kadar yoğun ki herhalde 200 bin demek istedi diye düşündüm.
Akşam otelde öğrendiğimiz
rakamlar nüfusun 2 milyon kişiden fazla
olduğunu söylüyor. Trafik de öyle. İşin aslı daha sonra anlaşıldı. Şehir 1 milyon 300 bin tahmin Hindistan nüfusuna ve ölçeğine
göre küçük bir şehir. O halde 20 crore ne?.
Hindistan da sayısal sistem
farklı imiş. Çok uzun yıllar
öncesinde Hindistan da açılan bir ihale ilanı için çalışma
yapmıştım. Finansal rakamları anlayamamıştım. 99 bine kadar rakamlar bizim bildiğimiz gibi yazılıyor
ve isimlendiriliyor. Ancak 100 binden sonra virgüller her 2 hanede bir konarak
yazılıyor. Ve değişik isimlendiriliyor.
Şöyle ki. ;
100 bin = 1 lakh
100 lakh = 1 crore
100 crore = 1 arab
100arab = 1 kharb
100 kharb = 1 nil (devamı var) olarak isimlendiriliyormuş.
Yani rehberimizin söylediği 20
crore, 2 milyonmuş ve doğru imiş.
Gece karanlığında indiğimiz
otelimiz çok güzel, Yemekler açık büfe . Pakistan’daki gibi tavuk ağırlıklı
değil. İnternet free..
Amritsar kelimesi
kutsal göl anlamına geliyormuş.
Kutsal gölü görmek üzere sabah
erkenden hazırlandık.
Singh felsefesinin
başkenti ve en kutsal mekanı, bu şehre adını veren KUTSAL GÖL ve
içindeki ALTIN TAPINAK burada.
Singhler in çoğunlukta
olduğu Amritsar, Hindistan yarımadasında İngilizlere karşı
bağımsızlık hareketinin ilk başladığı yer olarak tarihe geçmiş. Daha 1911 yılında
genellikle cengaver nitelikleri
ile bilinen Singhler, burada İngilizlere karşı ayaklanmışlar. Ancak İngilizler çok kanlı bir şekilde bu
ayaklanmaları bastırmışlar. Katliam
yapmışlar. Yıllar sonra bulunan
toplu mezarlardan ve kuyulardan cesetler çıkmış. Aslında bu katliam 1940 lı yıllarda Hint bağımsızlık hareketinin
başı olan GANDHİ için bir ilham kaynağı
olmuş ve
İngilizlere karşı bağımsızlık hareketini pasif direniş ve silahsızlık prensibine dayandırmış.
Şehrin sadece yayalara
açık merkezine geldiğimizde
1911 katliamında ölenler adına yapılmış onlarca anıt, anı parkları
ve müzeleri ziyaret ederek dolaşmaya
başladık. İçine cesetlerin
doldurulduğu kuyu ilk gösterilenler arasında.
Ticaret merkezinin içinden
geçerek Kutsal Göl mekanına ulaşılıyor. Adında göl olduğu için insan
binaların arasında çarşı merkezi içinde bir yer olduğuna ihtimal
veremiyor. Çünkü Kutsal göl her tarafı büyük beyaz binalarla çevrili bir
külliyenin içinde. Dışardan görülme ihtimali yok. Büyük binanın önündeki mermer kaplı meydana gelirken bu kutsal mekanı ziyaret şartları yerine
getiriliyor.
1.
Çıplak ayak
dolaşılacak. Grubun ayakkabıları bir çuvala konup emanete bırakılıyor.
2.
Kadın erkek,
herkes başını kapatacak. Saç görünmesin diye bir katı uygulama yok. Başı
örtecek bir bandana bile yeter.
Binanın girişinde yerdeki
dezenfektanlı su birikintisine ayaklarımızı sokarak merdivenlerden yukarı çıkıyoruz. Kapıyı geçer
geçmez. ALTIN TAPINAK gölün ortasında görünüyor. Yıllardır Hindistan denince TAJ MAHAL den
sonra görmek istediğim yer tam karşımda.
Kutsal göl yaklaşık 300 X 350 metre boyutlarında binalar arasında bir havuz görünümünde, Tam ortasında sadece bir kıyıdan dar, üstü kapalı bir yol ile
ulaşılabilen Altın Tapınak yer alıyor.
Gerçekten her tarafı altın kaplı ve çok süslü
yaklaşık 15x15 boyutlarında, 10 metre kadar yüksekliği olan muhteşem bir yapı.
Kutsal göl mekanını
çevreleyen 4 -5 katlı beyaz mermer kaplı
binalar külliyesinin 4 kapısı varmış.
Singh felsefesinde anlamı “biz dört yöne de açığız,” demekmiş. Ne olursan yine de gel diyen Mevlana gibi her inançta insanı davet
ediyor. Biz batı kapısından girip
gölün etrafında dolaşmaya
başladık. Külliyenin içinde sufi müzik eşliğinde dolaşılıyor. Müzik gölün
merkezindeki yapının içinde çalınıyor. Canlı yayınlanıyor.
Havuzun kenarında beyaz mermer
kaplı düz alanda 10 binlerce kişi başları son derece frapan renkli başörtüsü veya türbanla örtülü ama ayakları çıplak, tam bir cümbüş içinde
dolaşıyor. Kimileri izin verilen bölgelerde suya giriyor. Hanımlar
için bir kenarda etrafı muşabak ile çevrili
suya girme yerleri düzenlenmiş.
Holly Dipping dedikleri kutsal yıkanma işini burada yapıyorlar. Bazı
radikal Singhler içinde tek tük
balıkların bulunduğu bu suyu
içiyorlar. Bazı erkek Singh
müritler inançları gereği,
sarıklarında hançer, bileklerinde metal bilezikler ile holly dip yapıyorlar.
Bu arada bu gün
Singhlerin en kutsal Pazar günü imiş. En az 100 bin kişinin ziyareti bekleniyormuş. Bir an
önce suyun ortasındaki mekanı görelim
diye niyetlenirken buranın dünyada eşi olmayan özel bir yerine giriyoruz.
Dünyanın en büyük lokantası.
Üstelik parasız servis yapılan en büyük aşevi.
Her şey parasız. Ortalama her gün 20 bin kişiye yemek verilen,
lokantadan bugün 100 bin kişinin yemek yiyeceği tahmin ediliyor.
Havuzun kuzey yakasındaki
binaya giriyoruz.
İlk göze çarpan manzara, yüzlerce
kadınlı erkekli insan yerlere
oturmuş harıl harıl soğan, patates, sarımsak ayıklıyorlar. Daha sonra sırtlarında çuval çuval erzak
taşıyan insanlar kalabalığa aldırış etmeden mal taşıyorlar. Bir bölüme geçtiğinizde hamur
karma makinalarında karılmış hamurları yufka
haline getirmek üzere yüzlerce
insanın oklava salladığı tezgahlara
rastlıyorsunuz. Öbür tarafta insanlar fırında ekmek pişiriyor. Yanlarında
kocaman endüstriyel boyutta pişirilen
pilav, et ve sebzeler. Herkes işin
ucundan tutuyor. Tüm turistler dahil
herkes istediği bir işi yapıyor. Meccanen. Yani parasız. Pişirilen malzemeler de yapılan bağışlardan karşılanıyor. Pişirilen yemekler alt salonların birinde
yere serili kilim etrafında metal tepsilerini alıp sırayla oturmuş insanlara
kepçelerle dağıtılıyor.
Yemeğini yiyen tepsisini alıp sıraya girip bulaşık
tezgahına bırakıyor. Yemek gibi
bulaşık yıkamak da gönüllülerce yapılan bir görev. Binlerce insanın
görünmeyen birinin koordinasyonunda hiç aksamadan imece usulü o kadar büyük işi
gerçekleştirmesi akıllara durgunluk veriyor.
Hijyen kurallarına uyulmadığı
açık, ancak bu güne kadar bir sorun çıkmadığı da bir
gerçek. Buradan yemek yiyen bizim gruptan da kimseye bir şey olmadığı da
denemeyle sabit.
Dünyanın en büyük aşevini
gördükten sonra hedef suyun ortasındaki Kutsal
mekan. Havuzun ortasına giden yol
karşı tarafta. Yolun başına geldiğimizde inanılmaz bir kalabalık tapınağa
girmek için bekliyor. Kadınları ayrı bir yerden, erkekleri ayrı bir
kuyrukla içeri alıyorlar. Rehberimizin verdiği bilgiye göre
bayram nedeniyle oluşan izdiham sonucu içeri girmemiz 4 saat kadar alabilirmiş.
Burayı görmeden dönülmez diye hayıflanırken, Hintli rehberimiz oradaki
görevlileri ikna edip (her
nasılsa) bizim grubu kadınlar sırasının
en önüne kadar götürdü. Tek şart, gruptaki tek erkek olarak ben de
hanımlar gibi başımı bağlayıp içeri girecektim. Hintli kadınların arasında onların müsamahalı
ve sempatik bakışları arasında başıma başörtüsü koyup
içeri girdik. Girişte yine bedava
irmik helvası dağıtılıyordu. Yaklaşık yarım saatte dar
yoldan suyun ortasındaki
Singhlerin en kutsal
noktasına ulaştık.
Aslında kutsal mekana ulaşıldığında
kadın erkek bir arada dolaşılmasına rağmen girişte neden ayrım yapıldığını
anlamış değilim.
Altın Tapınak 4. Guru Rajin Singh tarafından yaptırılmış. Ancak mekanın
kalbinde 1. Guru Singh’in yazdığı kutsal
kitabın bulunduğu masa kadar büyüklükte bir mermer tezgah bulunuyor. Etrafında
yere oturmuş 2 Singh rahip ve 4 kişilik
bir müzisyen grubu ve 4 görevli diye tanımladığım bir topluluk müzik eşliğinde ilahiler söylüyorlar. Müzik
canlı olarak tüm külliyede yayınlanıyor. Bu müziğin her gün 24 saat sürdüğü
söylendi. Bu arada ziyaretçiler para atıp,
bağışlarda bulunuyor.
Kutsal mekanda kimi dolaşıp
seyredip çıkarken kimileri sufi müzik
eşliğinde bir köşeye çekilip trans halinde
duruyorlar. Dua ediyorlar. Biz de sağlıklı bir yaşam diledik.
Binaya girişten itibaren gerek dar yolda gerek kutsal mekanda fotoğraf çekmek yasak. Ancak her yer o kadar süslü ve güzel ki, hiçbir yasak çekmeye engel olamıyor. Tüm duvarlar altın rengini hakim olduğu inanılmaz desenlerle süslenmiş.
Bezemelerin hepsi birbirinden ince ve detaylı. Çoğu hakiki
altın kaplama. Resmen büyüleyici bir güzellik var. Singhlerin
kutsal kitabının tek tanrılı
dinler arasında, tanrının elçisinin sağlığında yazıya geçirilmiş ilk ve tek
kitap olduğu söyleniyor.
Kutsal mekanda gece
yarısı daha görkemli bir tören yapıldığını öğreniyoruz. Ancak kutsal pazar olması
nedeniyle bu izdihamın akşamda süreceğini öğrenince tekrar gelme niyetimizden vazgeçiyoruz.
Bir kere daha Incredible
India diyerek istemeye istemeye
mekandan ayrılıp, şehri dolaşmaya çıkıyoruz.
Şehir merkezinde
1947 deki İngilizlerden
kurtuluşu anlatan PARTITION Müzesi, ilk parlamento binası, İngilizlerden
kalma kırmızı taş binalar, Şehitler anıtı, Mahan Sirk Gate kapısı turistlerde iz bırakan yerler.
Şehirde suyun başka
bir önemi var galiba. Çarşı merkezinde
sebillerin çokluğu ve bunların çoğunluğunun Singh rahip kıyafetli gönüllüler tarafından yapılıyor olması dikkat çekici.
Amritsar kalesi de ilginç bir
yer. Gerek kale gerek içindeki müze
Singh kültüründe önemli yer tutan eşyaları sergiliyor. Singh erkekleri
nerdeyse buluğ çağından itibaren saçların ve sakallarını hiç kesmez ve
eşinden başkasına göstermezmiş. Bu amaçla kullandıkları türban çok önemli bir
eşya oluyormuş. Türbanın bağlama şekillerinin
bile farklı anlam ifade ettiğini
müzeyi gezerken öğreniyoruz. Kalede
küçük bir Hint folklor gösterisi de izledik, kıyafetlerden başka hiç bir
özelliğini bulamadım.
Amritsar, Kutsal Göl, büyüleyici.
Akşam hava kararırken otele dönüyoruz. Yarın istikamet Jodhpur. Sabah erken kalkılacak.
Amritsar fotoğrafları linkte.
No comments:
Post a Comment